1 Eylül 2015 Salı

Ondan Bundan Vol.14

Allahım ne kadar mutluyum anlatamam. Artık başımda "ne zaman gerçek bir işe gireceksin" diyen dallama kalmadı!!! Tercümanlığı işten saymayıp, sadece sabahın köründe o trafikte milletin ağız kokusunu çekmenin tam bir iş olabileceğini düşünen akraba ve arkadaşlarımı memnun edebilmenin dayanılmaz hafifliğini yaşıyorum! Herkesin içi rahat edebilir artık, benim de diğerleri gibi kafam beynim s*kilmeye başlandı.

Sabahları işe giderken hiçbir sorun yok. Herkes sakin. Ama o dönüşler? O ne lan?? Ben hayatımda bu kadar görgüsüz insanı bir arada görmedim. Dün bir adam, otobüste muavin parayı vermediğini söyleyince esas bindiği durağın iki öncesini söyledi. "Ben şurda bindim, o zaman ödedim" dedi. Herkesin gözünün içine baka baka yalan söyledi lan! Sonra da belerte belerte gözlerini bize bakıyor, niye bakıyoruz diye. Ulan gavat!!!


Bir de bana hala mantıksız gelen bütün günü masa başında öldürmek. Eeee iş bu demeyin amk kafanızı kırarım. Siz iş görmemişsiniz! İş dediğin gelir, yaparsın vakitlice ve biter! Burda bütün gün oturup ne yaptığımı bilmiyorum lan. Bu bariz iş değil. Bana "seninki iş mi evde çalışıyorsun" diyen bariz HERKES iş nedir bilmiyormuş bunu da öğrenmiş oldum.

Sana gelsin Cuma akşamından pazartesi sabahına kadar yetişmesi gereken 40 sayfa çeviri, ben o zaman göreyim senin işini... Gavat.


Çok gavat dedim, ama hak ettiler.

Patronlar benim dinlediğim müziği ve bu müziğin herhangi bir konserini nasıl aşağılıyorlar anlatamam. Ama "tuzlayayım da kokma" denir ya. Kendi çalıştığı sanatçılar daha kafa s*ken cinsten. Ağabeyimin dediği gibi "Beyin s*kmenin adı müzik olmuş." Aman işte Beyaz Türkler ve entel dantel bok gibi sanatçıları... 

İşte bu yüzdendir ki günün geri kalanında METAAAAL diye gezer oldum. Aşağıda bana katılabilirsiniz:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder