sorority girl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sorority girl etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Mayıs 2014 Pazar

Fotoğraf Çelıncı 4. Gün

Sırf size fotoğraf çekmek için bir yerlere gitmeye başladım. Fena olmadı bu challenge. Onca ödev ve çevirinin arasında biraz kafa dağıtmak için birebir. Bugün okulda Amerikan Yerlilerinin bir etkinliği vardı. Yerel dans şovları, standlar vb. Kendime sonunda bir dream catcher alabildim ya çok mutluyum. Anja ile Elmira' yı da gördüğüme seviniyorum. Uzun zamandır gençlikle takılmamıştım. Dert yok tasa yok, everything is so fetch.

Anja, benim eski oda arkadaşım Sorority evinden. Dedik ne zamandır buradayız, bir ayıyla resim çekilmedik, bugün çekilelim bari.

Bu da Elmira. Elmira' nın bacaklarının kolumdan ince olduğuna dikkat ediniz.

Gittik bir saat oyalandık, resim çekildik bol bol benim polaroid ile. Daha sonra da geri geldik. Çok fazla kızıl derili resmi çekemedik zira sirk hayvanı gibi ne çekiyonuz ifadeleri vardı suratlarında. Ama danslarının bir videosunu çekebildim. En kısa zamanda videoyu yüklemeye çalışacağım. Şu an hata veriyor bir sebepten ötürü. Ayrıca instagram' a bir tane resim koydum oraya da bakınız. Tekrar hatırlatmak adına: Instagram


Bu da Dream Catcher' ım. Pek sevimli, deyıl mı?


Bugünlük bu kadar dışarı çıkabildim. Bakalım, çeviri biterse sahillere akacağız. Spor salonuna gideceğiz bir de bu aralar. Hayat bu aralar fena değil, evet.

18 Ocak 2014 Cumartesi

Sorority Girl

Önceki yazıda bahsettiğim gibi geçici olarak başka bir yerde kalıyordum ama çok beğendim orayı ve "ciddi düşünmeye" başladım. Ama bekledikleri büyük bir grup varmış, kısacası bana bir aylık kalacak başka bir yer lazımdı ve ben de orayı buldum.

Aynı sokaktaki Sorority evlerinden birisi. Kappaların, deltaların, epsilonların çarpıştığı bir sokak bura. Her ev bunlara ait. Acayip huyları var diyorlar. Bir seferinde yemek masası etrafında birbirlerine sarılarak halka olup dans etmeleri haricinde bir garipliklerini görme fırsatım olmadı henüz.

İlk gün geldim, acayip bir odaya koydular beni. Koreli iki kız vardı Civan (nasıl yazılıyorsa artık öyle okunuyor) ve Silent Bob (hiç konuşmadı kız). Ömrümde böyle pis iki insan görmedim. Allah resmen odaya ateş yağdırmış o derece. Rezil bir koku, havasız, yemişler bir ton şey çöpler ortada, yere dökülmüş her şey. Temizlik adına hiçbir şey yok.

Doğal olarak moral sıfır bende.

Daha sözleşme imzalamamıştım. Ertesi sabah kadın gelecekti para işini halledecektik. Bütün gece uykusuz bir şekilde kadına söyleyeceklerimi düşündüm. "O kadar parayı Koreli paçozların arkasını temizlemeye gelmedim" den tut "Ben burada kalmaktan vazgeçtim" e her türlü şeyi düşündüm.

Daha sonra sabah kalktım, tam üstümü giyiyordum o hengamede ki kadın geldi. Odayı o halde gördü. Kadının suratını görmeliydiniz. Evime ne yapmış bunlar diye bakıyordu resmen. Beti benzi attı. Bana baktı, diyeceğini unuttu.

Dedim ki sen daha bir şey söylemeden ben söyleyeyim. Bu odada kalmam ben. Gördüğün gibi odayı bok götürüyor. Kadın ikiletmeden sorority kızlarının odasının kapısını açtı, bu yeni oda arkadaşınız dedi.

İnsanmış yani. Hiçbir şeyi ikiletmeden halletti.

Yeni odadaki kızların birisiyle tanışabildim sadece. Norveçli bir değişim öğrencisi adı Anya. Dünya tatlısı, ufak bir kız.

Diğer kızı görmedim ama sanırım o daha dünya tatlısı ki, odayı temizlemiş, bana dolapta yer açmış, yatağın altında yer açmış. Bir de şu notu bırakmış.

Eneeeem.

Daha sonra yerleştim (bu sefer kısa süreliğine de olsa tüm eşyalarımı çıkardım valizlerden). Temiz temiz, havadar, kokusuz, sessiz sakin, güzelce. Çamaşır da yıkadım. Daha sonra öbür yurttaki arkadaşlarla dışarı çıktık.

Sakin, kafası rahat hayat. Şimdilik. Bugün biraz dinleneyim, en kısa sürede otobüs ve staj işlerini halletmem gerekecek. Arada ödevler de var tabi. Öğrencilik zor zanaat. ASLDKFJSLFKHJKGFH

PS: Anket devam etmekte. Lütfen oylayın. Facebook mesajlarınız da bir oy tabi ama ankete cevap atsanız çok süper olacak.

23 Aralık 2013 Pazartesi

Los Angeles Ev Kirala(yama)ma Durumları

Son bir kaç yıl içerisinde ortaya çıkan gergin yapımdan ötürü bu sıralar çok çekiyorum. Çünkü bu Los Angeles insanları acayip rahatına düşkün, hiçbir şeyi umursamayan insanlar ve ben buna SİNİR OLUYORUM!!!

Kasımın başından beri ev bakıyorum. Sadece ev de değil, kalacak herhangi bir yer. Okuldaki yurtları kullanamıyorum maalesef, bir bokluk var o işte zaten. Ama okuldakiler de pek yardımcı olmadılar şu ana kadar zaten. Tam bir bilgilendirme alamıyorum hiçbir konu hakkında. Kasımın başında okulda benimle ilgilenen adama sordum nerede kalacağımı. Daha vize falan almadan. Çünkü adam gibi kalacak bir yer ayarlayamadıktan sonra gidip orada ne bok yiyeceksin yani bu kadar bariz. En önemlisi kalacak yer ya ötesi var mı? Adam o zamanlar "Daha erken", "Bulursun, halledersin" falan diye geçiştirdi. Şimdi diyemiyorsun "Ulan gerizekalı zaten bir mailime haftada bir cevap alırsam kendimi şanslı hissediyorum, önününzde Noel tatiliniz var ne bok yemeye zaman bulup da ben buradan bir şeyler ayarlayıp orada ev bulacağım?" diye... Kaldı ki bir yer ayarlayamadım buradan kalacak, orada ne bok yiyeceğim uçaktan inince? Sonra bu adam ne yaptı? Tuttu noel arefesi mail attı "buldun mu kalacak bir yer" diye. ........................

Memleketlerinde özel yurt kavramı yok. Bu öğrencileri yerleştirme mevzusu ile uğraşan bir takım insanlar var zaten onlar da Türk. Yurt murt yok ya... 2 tane mi ne var okul etrafında özel yurt. Birisi zaten direkt Jungle, güçlü olan yaşar modunda. Aylık temizlik ve yemek yapma zorunluluğu var sadece kendine değil, orada kalan herkese... Ve istediğin bir odada kalamazsın, öncelik senden önce o yurtta kalanlara. Kıdem işi yani.

Kısa süreli kalacağım yerde yemek de var ama biraz pahalı geldi bana. Ben karar verene kadar yurt doldu taştı bana yer yok zaten artık.

Bir yer daha var hiç resmi falan olmayan. Tamamen sürpriz, gidince bakacağım.

Esas kalmak istediğim yer ise atarlı ergenler tarafından yönetilmekte (bkz. sorority girl), o konu ile ilgili daha ayrıntılı şeyler yazabilirim ilerideki durumlara bağlı olarak. Ona da gittiğim zaman bakacağım. Bir bakmışsınız bu yaşımdan sonra Sorority kızı olmuşum. ASDFADFSAD

Evlere bakıyorum, acayip pahalı yahu. Tek kişilik odayı unut zaten, rüyanda bile göremezsin. Tek kişilik adam gibi bir odan olsun istersen en azından 1000 dolarını gözden çıkaracaksın ona da elektrik, su, internet dahil olmayabilir yani... 1000 dolar vereceksin ayda, eşya alacaksın içine, temizlik, yemek, of bir ton şey. Bilmem ki değer mi... Sanmıyorum. Ama önümüzdeki haftalarda gelecek olan çeviri paralarına da bağlı tabii bu durum. Belki kendime lüküs bir hayat sunabilirim.

Bir de daha ilk başından hiç tanımadığın insanlarla ev paylaşmak bana ters geliyor. Yurtta biriyle anlaşamasan öbürü var, yemek ya da temizlik derdin de ev kadar değil. Yurt istiyorum, yurt istiyorum diye solacağım daha gitmeden. Zaten evler rezil ya. Bildiğin yazlık ev. Nefret ederim öyle beyaz, kapısız, dangalak evlerden. Nerede o süslü evler lan? Nerede o tuğlalı stüdyo daireler? Sırf dalgasına tüm fiyatlar için baktım gene de bir tane bile tuğlalı stüdyo bulamadım ya. Tutacağımdan değil de yani.. İstesem de bulamazmışım demek ki. Bir evde boydan boya aynalı gardroplar var, aman yarabbi, gece kalkıp adam öldürürsün, öyle krize sokar adamı o şekilsizlikler.

Bir de size bırakacağım şu resimleri yolluyorlar, evin resimlerini istediğimde. Siz karar verin, bu insanlar ile bir ev paylaşılır mı?

Başlıyorum:
Hmm, güzel tava, hemen evi kiralamalıyım mı diyorlar normalde nedir? Oo beybi süper tava, süper tencere, süper fırın.... Oyhş..






Peki ya bu nedir a dostlar? Bu duş başlığını görüp de eve tav olmayan var mı? Yoo dostum yooo olamaz. Ev dediğin budur!






Ve tabii ki evde lamba da olması gerek. Olmaya da bilir tabi. Ne yapıyorlar? Hemen bir resimle kanıtlıyorlar sana lamba var mı yok mu? Bilmek gerek tabii. Kandırabilirler seni evde lamba var diye, hayallerinle oynayabilirler. Macera dolu Amerika...





Evin neresine ait olduğu belli olmayan kapı köşelerine ne demeli peki? Her eve lazım. Odanın resmini ne yapacağım, bunlar daha heyecanlı... Resim dediğin böyle çekilir Corç. Yıllardır yedin kendini bitirdin "... Photography" diye. Fotografi budur!




Ayrıca sesinizi duyar gibiyim "Ya bu evin penceresi yoksa" diye. Olmaz olur mu? Kanıtlarla ortada her şey. Bkz. Soldaki resim.

Ve işin en kötü tarafı, bunlar, aldığım en düzgün resimler. En düzgün ev bu sanırım. Gidip görmeden de bir şey diyemem tabi ama durum ortada. Çok umutsuzum ev bulma konusunda. Gidip gör, gidip gör diyorlar da o zaman da dünyanın en güzel evini bulmayacağım garanti.