fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
fotoğraf etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Ağustos 2014 Pazar

Fotoğraf Kıskançlığı

Bu aralar kafamı instagram'a feci taktım. Neredeyse internetteyken baktığım tek şey instagram'a konulan fotoğraflar oldu. Çok güzel resimler (TDK) var lan. Görünce imreniyor insan. Bir sürü yeni insan tanıdım. Özellikle de gezdiğinin gördüğünün resimlerini çeken kişiler dikkatimi çekiyor.


Ama instagram' a kafamı bu kadar takmamın bir başka sebebi var. O da facebook'a koyulan resimler. Arkadaş, liseden tanıdığım bir kız var, 3 yıl önce "dünya evi" ne girdi kendisi. Üç yıldır kızın koyduğu resimlerin hepsi düğününden. Üç yıl geçti lan. Üç yıl sürmeyen evlilik var daha artık karta kaçtın yeter... 


Facebook'a artık kimse o kadar bakmıyor sanırım. Herkes ya instagram'da ya da twitter' da. Twitter bile o kadar kalmadı artık. Vine var sanırım. O konuyu henüz anlamadım, sanırım bütün memleket komedyen olmuş ben Amerika'ya geldiğimden beri...


Sıkıldım kısacası, facebook'ta beş yıl önce olan olayların tekrar tekrar gündeme gelmesinden. Instagram' da en azından insanlar çabalıyor yeni bir şeyler koymak için. Çabaları takdire şayan. Tamam şu sıralar herkes tatil resmine takmış kafayı, herkes gezmelerde tozmalarda. Olsun lan herkes koysun istediğini nolcak. Anlamaya başlıyorum artık yavaş yavaş bu uygulamaları. Kimisi diyor yok samimiyeti öldürdü, yok muhabbet bitti, yok millet etiketçi olmuş, yok millet birbirini kıskandırmaya çalışıyor zart zurt.


Bir uygulama ile kıskançlık hissediyorsan belki de sorun sendedir. İnsanların fotoğraflarını kıskançlık sebebi gören insandan çekinirim arkadaş. Fotoğraftan bu kadar nem kapan adam kim bilir başka şeyler için neler düşünür? 

O resimlere baktığım zaman ben mutlu insanlar görüyorum. Gezip tozup keyfini süren, tadını çıkaran insanlar görüyorum. "Ulan o kadar da kötü değil be" diye düşünüyorum genel olarak. Mutsuzluk normal değil sonuç olarak, normal olan insanın mutlu olmaya çalışması. Ama ille de "oy kıskançlık, aman etiketçi, yok dostluk bitti, vay eski bayramlar" dersen bsg arkadaşım. Ne benim moralimi boz ne de kendininkini. 


21 Temmuz 2014 Pazartesi

Yurt Halleri

Üç gündür kaldığım yurtta çok acayip şeyler oluyor. Birisi bir kızı camdan dikizliyor diye suçlanıyor, yurttan atılıyor. Bir Brezilyalı tongaya düşürülüyor (alsında tam tersi olurdu), Asyalılar masamıza oturup bize dikleniyor falan. İnsanların suyuna yemeğine ne katıyorlarsa son günlerde herkesin ayarı bozuldu.

Yurtta şuan yeni adamlar mevcut. Yirmi tane Tayvanlı geldi. Geldikleri gün tuvalet tıkandı, taştı, her yeri bok götürdü. Bizim katta kalan kızlardan bir tanesi sakal traşı oluyor bildiğin, görünce şoka girdim. Tuvalet eğitimini tamamlayamamış bu insan ekibi ne zaman geri gidecek pek bir fikrim yok. Temizlikçiler ellerinden geleni yapıyor her gün tuvaletleri temizlemekle. Destek vermeyi unutmayalım bu emekçilerimize.


Ulan geçen kahvaltıda arkamdan öbür masaya geçmeye çalışan ama beceremeyen koca götlü bir kız, resmen poposuyla benim sandalyeyi itekleye itekleye geçmeye kalktı. İnsanlıktan nasibini almamış bu Homo Habilis için türlü türlü fikirlerim var. Ama daha zamanı var işte o planların. Ulan gavat, ulan kıt! Adam gibi "Afedersiniz geçebilir miyim," desene! Resmen tacize uğradım lan! Bu sabah da aynı kız ve tayfası geçmişler bizim masaya (herkesin her zaman oturduğu bir masası var ilk defa gördüm bir başkasının masasına dadanan) yayıla yayıla bir de suratımıza bakıyorlar bir problem mi var diye. Çöp şiş olacaklar haberleri yok. O nasıl bir kendine güvendir, o nasıl bir harekettir hiç beklemezsin Asyalılardan. Höt dersin çekilir çünkü bunlar.

Neyse. Yeni bir oda arkadaşım var. Oda arkadaşını anlatmadan önce tarif etmek istediğim bir film var adını hatırlamıyorum. Bir eleman var fotoğraf çekiyor sürekli, bu ve bunun kız arkadaşı resimlerde bir farklılık görüyorlar. Resimlerde bir ruh var. Bunu araştırıyorlar bu ruh meğer bu elemanın üniversiteden manitasıymış, bir sürü olay. Kız acayip çirkin. Bir de ruh halini düşünün, manyak bir şey. İşte o kız ayarında bir kız benim bu yeni oda arkadaşım. Kız gıkını çıkarmıyor, sürekli ders çalışıyor. Ulan çok korkuyorum bu kız ölürse başıma musallat olur diye. Geceleri horluyor bazen, korku filminden çıkmış gibi amk. Huyuna gitmeye çalışıyorum kızın ki musallat olmasın.


İspanya' dan yeni kızlar geldi. Sevdim ben baya bunları. Neden mi? Brezilya'lıları fırıl fırıl parmaklarında döndürüyorlar çünkü. Yerin dibine sokup çıkarıyorlar. Allahım bir gülme geliyor aslkdfjshgkdflşj.. Bir sürü yeni resim çektim polaroid ile. Bu aralar keyfimiz yerinde o yüzden. Bir de şu Tayvanlı Habilisler bir gitsin süper olacak.


Ha bir de her gün menüden tavuk çıkmazsa artık o daha süper olacak.

12 Mayıs 2014 Pazartesi

Fotoğraf Çelıncı 11. ve 12. Gün

Bir bakıyorum günler çifter çifter geçmiş. Ulan noldu bu zamana? Çok acayip...

Dün Aybars Türkiye' ye geri döndü. Bütün yurt onu uğurladık. Bir kısmı hava alanına gitti. Ben gidemedim, çevirimden ötürü. Ve hatta gidip dondurma almak dışında hiç dışarı çıkma fırsatım bile olmadı. Ders, çeviri, çeviri ders. Bu kaa.

The dondurma. İki kurabiye arası, eşsiz lezzet. Kurabiyenin biri beyaz çikolatalı, diğeri üzümlü, yulaflı. Oh beybi.

Bir pervanenin yalnızlığı adlı sanatsal çalışmam. Ulan çok sıkıcı hayatım var diyorum inanmıyorsunuz.

Bu paket Eco Emi' den geliyor. İçinden neler çıkmadı ki bu ay. Eco Emi denilen zırzavat, bizim bildiğin aktarın paket yapıp evlere yolladığı ürünler. Hiçbir farkı yok. Hatta içinden hacı yağı bile çıktı amk.

Bu da benim çılgın bebiş. Büşra' nın dibi düşsün diye koyuyorum. Nihaha!

Okula giderken kullandığım koşu yolundan bir kare alayım dedim. Kaymış amk.

Bu da derste ne kaa sıkıldığımızın bir resmi. Paty yayılmış, elinde telefon. Pipo desen (evet adamın adı o) bana poz kesiyor. Öbür çocuğun adını unuttum.

Size diyorum ya bir takım haberlerim var diye. Çok az kaldı. Bugün yarın kesinleşecek ne olup ne olmayacağı. Anlatacağım. Şu iki haftayı atlatırsam benden yiğidi yok ama. Hem sınavlar, hem çeviri. Acayip gergin olmam gerekir ama üstümde bir sükunet, bir sabır... Sebebi de işte o açıklayacağım sürpriz diye tahmin ediyorum. Olaylar olaylar...

11 Mayıs 2014 Pazar

Fotoğraf Çelıncı 9. ve 10 Gün

Bir tek bir çift gidiyorum kusura bakmayın ama dün hayvan gibi yoğun bir gündü afedersiniz. Akşam parti vardı, partinin resimlerini çekip koyacağıdım. Parti sabah 4 gibi bitti. Ondan sonra ben pert tabii. Bugün de lahmacun partisi vardı. Onu beklemek istedim. O yüzden sarktı yani.

Ama bu değil ki ben resim çekmedim!!! Çok da güzel resimler çektim, yurtta ileride hatırlanmak adına. Uzun zamandır ilk defa bu kadar çok eğlendim lan. Yavaş yavaş aram düzeliyor gibi buradakilerle. İyi yani durumlar.

Çekik gözlü oda arkadaşım. Diğeri de Paty, tee ilk dönemden beri okuldan arkadaşım.

Sarhoş olan Gabi, kaçınılmaz şekilde öpülen Guiseppe.

Yine Gabi ve diğer oda arkadaşım Aylin.
Bu da bonus olsun. Bir aydır finallerine çalışan ve finaller bitince tozutan Stefano gecenin sonunda dayanamadı. 


Dün gece fena güzeldi, biraz da duygusaldı Aybars için. Onun veda partisi idi çünkü. 


Bugün de biraz ödev biraz çeviri, bol bol Wii ile geçti. Anja geldi oyun oynamaya. Epey eğlendik.

Aslında lahmacunların resmini çekecektim. Ama çok feci açtık, kaynadı arada resim. Bu lahmacunları gömdükten sonra halimiz...

Bu da Luciano, hemen diğer resmin ardından çektim. Aynı ortam.

Yalnız iyi yedik.

8 Mayıs 2014 Perşembe

Fotoğraf Çelıncı 8. Gün

Bugün yeni kankalarım Alex ve Kristen ile (yurtta çalışan elemanlar) alışverişe gittik. Dahası, biz Kristen ile ayakkabı alacaktık spor içün, Alex de bilmiyorum artık ne yapacağıdı...

Daha sonra biz gönlümüze göre ayakkabı bulamadık. Sonra "Alex gitarcıya gidek gitarcıyaa" dedi. Biz de gittik. Aman yarebbi:

100 dolardan 4 bin dolara kadar her çeşit, her kalite. Boydan boya dükkanın iki katında bütün duvarlar böyle.. Ya rabbii, ya rabiii..

Ve daha sonra şuncağızı buldum. Ne kaa dersiniz? 1000 Amarikan Doları. Moog tabi boru değil. Bit kadar da olsa o bir moog. 

Daha sonra yurda geri geldim. Bir takım meselelerden dolayı moralim bozuktu. Hiçbir şey yapasım yoktu. Öyle mal mal youtube videoları izledim. Sonra baktım olmuyor gittim yine Boba dükkanına. Bu sefer oda arkadaşımla. 

Yaşlı teyzeler ve hipster abiler bsamıştı ortamı. Aldık çayımızı çorbamızı yurda geri döndük.

Bugün çok kafam dağıldı. Ben kaçar.

7 Mayıs 2014 Çarşamba

Fotoğraf Çelıncı 6. ve 7. Gün

Kusura bakmayınız kuzum, dün bütün günümü başımı kaldırmadan çeviriye verdiğim için, e çevirinin de resmini koyamayacağım için (ayrıntılı bilgi için bkz: Eben Tercüme Hizmetleri SSS Rehberi) bugüne kaydı bütün işlerim. Biraz uyudum, alışverişe gittim, bir takım çanak çömlek, bulaşık bezi falan almaya. Geldim, odamı temizledim, çamaşır yıkadım ve okula gittim.

Bilmiyorum bu anlattıklarım hanginizin yaptığından farklı ama siz istiyorsunuz ne yapıyorum ne ediyorum anlatmamı... 

Şimdi sorarsınız bu kilitlerin resmini niye çektin diye. Anlatayım efem. Sene 2006. Ben Ankara' ya yeni gelmişim, annem beni yerleştirip gidicek. Yurt dolabına kilit almamız lazım. Ama biz ona Malatya' da köcek diyoruz. Bilmiyorum, kilit diyen Malatyalı vardır tabii de, biz öyle demiyoruz yani. Neyse işte bütün Kızılay'ı dolandık köcek de köcek diye. Millet mal mal suratımıza bakıyor tabii. Neyse sonunda hallettim kilit işini ben kendi başıma. Buraya gelmeden önce annem ne olur ne olmaz diye çantama iki tane koymuştu. Anne bak ne buldum diye çektim işte resmini! Görsün kadın anam, rahatlasın. Şaka maka baya süslüymüş bunlar da he.

San'atsal çalışmam "Mavi Püller". Ne kaa mavi. Biraz uyku sıkıntım var bu aralar. Bunları da markette görmüştüm önceden. Deneme amaçlı ufak bir kutu aldım. 

Okulun içinden düz bir yol. Giderken çektim. Ama daha sonra çok güzel resimlerini çekeceğim okulun. Gerçi geçen gün Kızılderilileri izlemeye gittiğimizde çekmiştim, ama benim Polaroid makinamla. Ya da Anja' nın telefonuyla. O yüzdendir ki siz göremezsiniz!!!


Monster' daki Şarliz ablaya benzeyen hocam. Dünya tatlısı bir insan. Gizli çekmeyeydim iyiydi.  (Not: O masanın üstündekiler çikolata. Şu filmlerde şeker toplamaya giden çocuklara verilen cinsten çikolatalar. Ufak paketler halinde. Hoca bize iyi bakıyor her hafta.)

Tam çıktım eve dönüyorum, bir de ne göreyim, uzaktan Royce Hall' u bir ışıklandırmışlar ki sormayın gitsin Ama öyle böyle değil. Telefondan çekince bir şeye benzemedi. Zaten bu binayı bir kere bile düzgün çekemedim. Çekebildiğim gün, olmuştur...

Bu da eskiden kaldığım Sorority evi. Okula o kadar yakındı ki, derse gitmek için hocanın lafa başlamasını bekliyordum. Sonra hop oradaydım. Hava serin olunca "Niye bu evden çıktım, şimdi aşağı kim yürüyecek" diye delleniyorum bir. Daha sonra markete gidiyorum, elim kolum dolu, "İyi ki çıkmışım o evden, yukarı kim taşıyacak poşetleri" diye halime şükrediyorum.

Şimdi gidip biraz dinleneyim. Ödevlerime bakayım. Bir takım hesaplarım var onları yapayım. Sürprize çok az kaldı, açıklayacağım. Ama önce her şey bir kesinleşsin. Hevesim kursağımda kalmasın sonra. Çüüz.

6 Mayıs 2014 Salı

Fotoğraf Çelıncı 5. Gün

Bu seferki çabuk çabuk olacak, çevirime dönmem gerek hemen. Zaten bütün gün çeviri yapmaktan başımı kaldırdım desem yalan olur. Bir ara ailemle bir ara da Sultan' la konuştuk o kadar. Bir takım meseleler var kesinleşsin, size sürprizlerim olabilir!!!

Ben genelde böyle süslü hazırlayamam ama bu yıl baya özendim. Gören yapmak istesin diye. Ne ara bu kadar çok oldu hatırlamıyorum bile. Ama mutluyum, gururluyum!!!

Yurttaki herkese haber saldım. Tabii ki herkes geleceğini söyleyip sonra da kayboldular. Beş kişiydik toplamda. Pek hoşuna gitti milletin. 

Daha sonra tebeşirle çizmeyi gösterdim. Bir de yurdun önüne çizdik isteklerimizi bir posta. Bu daha da hoşlarına gitti zaten.

Aybars ile oda arkadaşım da geldi o sırada. Onlar da yazdılar, çizdiler. 

Güzel oldu ya, mutlu oldum valla. Şimdi acil, çevirime geri dönmem gerek. Sabaha bitmiş olması gerek.

Yarın görüşmek üzere!!! Dilekleriniz kabul olsun!



4 Mayıs 2014 Pazar

Fotoğraf Çelıncı 4. Gün

Sırf size fotoğraf çekmek için bir yerlere gitmeye başladım. Fena olmadı bu challenge. Onca ödev ve çevirinin arasında biraz kafa dağıtmak için birebir. Bugün okulda Amerikan Yerlilerinin bir etkinliği vardı. Yerel dans şovları, standlar vb. Kendime sonunda bir dream catcher alabildim ya çok mutluyum. Anja ile Elmira' yı da gördüğüme seviniyorum. Uzun zamandır gençlikle takılmamıştım. Dert yok tasa yok, everything is so fetch.

Anja, benim eski oda arkadaşım Sorority evinden. Dedik ne zamandır buradayız, bir ayıyla resim çekilmedik, bugün çekilelim bari.

Bu da Elmira. Elmira' nın bacaklarının kolumdan ince olduğuna dikkat ediniz.

Gittik bir saat oyalandık, resim çekildik bol bol benim polaroid ile. Daha sonra da geri geldik. Çok fazla kızıl derili resmi çekemedik zira sirk hayvanı gibi ne çekiyonuz ifadeleri vardı suratlarında. Ama danslarının bir videosunu çekebildim. En kısa zamanda videoyu yüklemeye çalışacağım. Şu an hata veriyor bir sebepten ötürü. Ayrıca instagram' a bir tane resim koydum oraya da bakınız. Tekrar hatırlatmak adına: Instagram


Bu da Dream Catcher' ım. Pek sevimli, deyıl mı?


Bugünlük bu kadar dışarı çıkabildim. Bakalım, çeviri biterse sahillere akacağız. Spor salonuna gideceğiz bir de bu aralar. Hayat bu aralar fena değil, evet.

3 Mayıs 2014 Cumartesi

Fotoğraf Çelıncı 3. Gün

Bugünkü planımız olan Hollywood yazısına yürüyüşümüz iptal oldu. Ben de Westwood civarında takılıp bütün gün çeviri yaptım. Size gösterdiğim Boba dükkanına gittim yine. Orada dikkatimi toparlayabiliyorum gerçekten.
Kaç gecedir hiç düzgün bir uyku çekemedim. Sabah Hollywood' a gidilmeyeceğini öğrendim, tam yukarı çıkıp geri uyuyacaktım. Instagram' da önceden koyduğum yurt merdivenlerini hatırlarsınız, tam o merdivendeyken bir an ışık güzel geldi gözüme. Çektim ben de. 

Burası bizim yurdun önü. Çiçekler ayrı bir güzeldi bugün. Çeviriye giderken çektim.

Çeviri yaparken yeni bir yöntem keşfettim. Zaten bu çeviri yapma yöntemlerimden bir yazı çıkar. Ama işimin ayrıntıları olduğu için tabii ki de yazmayacağım. Gidin adam gibi bölüm okuyun amk.

Bütün günüm çeviri, Tuğçe ile geyik, Sultan ile muhabbet ve Paty ile yemeğe gitmekle geçti. Yemekten geldiğimde son resmi çekmediğimi fark ettim. 


Cihan oturuyordu orada, dedim Cihan seni insanlara ifşa edeceğim. Tabii öyle demedim ama Cihan nedense resmi nerelere koyacağım hakkında beni sorguya çekti bi. Enteresan... Dedim korkma yemezler. O yüzden Cihan' ı yemeyin. Bozuşmayalım. Oke?




2 Mayıs 2014 Cuma

Fotoğraf Çelıncı 2. Gün

Çılgın gibi bir öğleden sonranın ardından bugüne (ve bana kalsa bütün bir yıla) yetecek kadar resim çektim diyebiliyorum. Aralarından birkaçını seçtim. İnstagram' da buraya koymadığım iki resim daha var. Bakın o sayfama da. Unutanlar için: http://instagram.com/dilakm


Atış poligonuna giderken yolda sonunda Kelifornikeyşın modunda büyük donut buldum. Arabada hızlı gittiğimiz için bulanık oldu ama idare edin işte. Canlı kanlı dev donut her zaman görülmez!!! 

Gittiğimiz yer süper creepy bir yer olsa da çok eğlendik. Hele iki adam vardı 30 tane silah ile kendi kurşunlarını getirmişler. Mekanın duvarını delip karşıdaki mekanın duvarına isabet etmiş o kurşunlar. Bir anda bir anons "herkes silahını bırakıp geri çekilsin" diye. İçeri adamlar girdi, bu ateş edenleri toplayıp çıkarmak için. Dedik aha öldük. Adamlar silahları alıp tarayacaklar bizi. Tabii ki öyle bir şey olmadı. Adamları dışarı çıkardılar sadece. 



Bu benim ilk denememdi. İlk olarak biraz yakından başladık. Emily ile ikimiz, bütün yurdun oğlanlarının vurduklarından daha fazla hedefe yakın vurduk. Emily kağıdı parça parça etti zaten. Yok böyle bir olay. Kız doğuştan yetenekli çıktı. Ben de fena değildim yani ayıptır söylemesi. Erkeklerden yüz kat daha iyiydik orası garanti. Emily ile olan resmimiz instagram' da. (Resimde ateş etmiyorum, muhtemelen daha tam hedef almadan önce çekilmiş olsa gerek. Çünkü sol eli hep altta tuttuk, silah sekmesin diye.)


Veeee sonuç!!! Hiçbir kurşunum boşa gitmedi. Hepsi kağıda (öyle ya da böyle) isabet etti. Yeşilden de vurdum. Gururluyum. Kağıdı yurda getirdim odama, başımın ucuna asacağım. Oda arkadaşım ayağını denk alsın!

En kısa zamanda tekrar gideceğiz. Tekrar giderken dikkat edeceğim şeylerden biri yakası kapalı bir şey giymek. Zira kovanlar direkt dekolteyi hedef alıyor. 

Şu an acayip yorgunum ama yapmam gereken bir çeviri var. Yarın da size Hollywood Sign resimlerini koymaya çalışacağım. Hadi bakalım!


1 Mayıs 2014 Perşembe

Fotoğraf Çelıncı 1. Gün

Söz verdiğim üzere günde üç resim atmaya başlıyorum genşler. Arada çenem tutarda küsmeyin. Beğendiğim resimlerin daha fantastik halleri için şu adresi takip etmelisiniz: http://instagram.com/dilakm

Ayıptır söylemesi Ocak ayından beri burada kavun, karpuz, çilek, portakal, mandalina, ananas ve bilimum diğer meyveleri aynı anda yeme şerefine nail oldum. Ama, özellikle çekirdeksiz karpuz yemek için sabah saat 8' de yemekhanede bulunmak gerekiyor. Aksi takdirde bulamayabiliyorsunuz. Ya da kalsa bile ısınıyor. Bu ısınmış olanı malesef. Geç uyanmanın hazin sonlarından biri...

Tabii bir erik ve çağla değil bu yediklerim. Bir gidip bakmam lazım belki Whole Foods' ta vardır.

Bu da, buradan gittiğim zaman en çok özleyeceğim içecek. Oda hayvan gibi sıcak olduğu için çevirimi yapmaya bu dükkana geldim. Anja beni buna alıştırdı. Pişman değilim. Tam yaz günü içeceği. O dibindeki toplar var ya o toplar... Diyorlar ki o toplarda konsantre arttırıcı bir madde varmış. Ben de o zaman anladım neden bütün Asyalı öğrenciler buraya geliyor. In Boba We Trust.

Yine sizi eğleyemeyeceğim, ne yapsam ne etsem beğendiremeyeceğim için çok kasmıyorum ilk gün diye. Yok Los Angeles' tasın buraya mı gittin? Adam gibi bir yere gitsene. Yok Los Angeles' tasın şunu mu yedin? Gidip adam gibi bişi yesene. Yok Los Angeles'tasın buna mı üzüldün? Git şuna üzül. Yok git bunu özle. Git paranı buna harca. Git bundan hoşlan. Küfür gibi laflar her seferinde...

Bu da eve dönüşte çektiğim bir resim.Bu sokaktan geçmeye bayılıyorum.Her gün buraya bi uğruyorum mutlaka. İnsanlar tenha diye buralara uğramayı sevmiyor. Sakin sakin geçiyorsun işte yoldan ne güzel amk. Yol işte yani. Evlenip yuva kurmayacaksın yolla.



Haftasonu bir takım şenlikli olaylar var. O zamanın fotoları daha atraksiyonlu olacak, söz. Haftasonuna kadar bunlarla idare edeceksiniz. 

29 Nisan 2014 Salı

Her gün 3 Fotoğraf Challenge' ı

Tam şu anda aklıma süper bir fikir geldi. Size bir ay boyunca her gün buralardan 3 resim çekip koyacağım. Otun bokun resmini çekeceğim ama hazır olun!!! Bakalım bir ay sonra elimde güzel diyebileceğim kaç tane resim kalacak.

See you soon!