29 Ocak 2013 Salı

Gurban

Bu kız bana şeyi hatırlatıyor. Issız bir köye gidersin yabancı olarak. Köyün çok gizli bir sırrı vardır. Bir canavar musallat olmuştur onu başlarından savmak için bir bakire kurban ederler. Herkes çok üzülür ama yapılması gereken odur. Kız tüm köyü kurtaracaktır.

Evet işte bu kız o kız. "İmparatorun oğlu" yavşaklığını başımızdan savacak, haberlerde on dakkada bir gösterilmesini engelleyecek. Çapkınlık yapamayacak magazine konu olamayacak.

Teşekkürler güzel kız, bu fedakarlığın için. Unutulmayacaksın...

27 Ocak 2013 Pazar

Başarı

Aklıma takılan bir soru var. Hadise veya Murat Dalkılıç, Murat Boz ve o ahırın diğer atları gerçekten kendilerini başarılı, çok yetenekli harika şarkı söyleyen insanlar olarak görüyorlar mı? Buna gerçekten inanıyorlar mı? Her gün aynaya bakıp "Doğru yolda gidiyorum" diyorlar mı?

Bu paragrafta amacım hayatın amacını sorgulamak değil aşağılamaktır..

Ama şimdi o diğer kısma geçiyorum. Hangimiz "Ben başarılıyım, doğru yolda ilerliyorum" diye düşünüyor? Böyle düşünenler hakkındaki olumsuz düşüncelerimizi bilseler esasen başarılı olmadıklarını düşünürler mi?

Ne bileyim Tayyip ne başarılıyım diyor mudur arkasından küfreden milyonlarca insana rağmen, esasında etrafında ona salyalarıyla eşlik eden adamların dostluğunun paraya bağlı olduğunu bilmesine rağmen? Nasıl bir vicdanla uyuyordur geceleri, yaptığı onca işe (!) rağmen? Ya da belki de bilmiyordur lan.. Hakikatten çok başarılı olduğunu düşünüyordur, etrafındakileri de can ciğer kuzu sarması biliyordur.. Kimse ondan nefret etmiyor, edeni de kendini kıskanan sünepeler olarak görüyordur gerçekten... Kim bilir?

Şimdi biz başarılı mı olduk okul bitirdik, ortalama kastık, burs dedik falan ya... O bölüm birincileri başarılı hissediyor mu gerçekten kendini?

Biz ne zaman tam anlamıyla, gönül rahatlığıyla "işte budur" diyerek başarılı kabul edileceğiz? Hepimiz nasıl başarılı olunmadığı hakkında ustayız. Başarı için hep bir şeylere mecburuz ama o şeyin ne olduğu her seferinde zamanla değişiyor. Sadece sınavlar da değil herhangi bir şey. O kadar yalan, içi boş bir şey ki kıçımızı yırtsak ulaşamayacağımız bir sıfat olmuş. O kadar ki başarılı olmak diye bir şeyin hayal ürünü olduğunu düşünmeye başladım. Kader utansın.

Bunları yazdım çünkü geçen gün beni bir adam aradı. En iyi onlar diye bi zırvalıktan söz etti. Bir listeden söz etti, ilk ona girerek mezun olanların içine gireceği, herkese "hatta cumhurbaşkanına bile" bu listenin gideceğini falan anlattı. Eğer istersem 180 lira gibi bir fiyat vererek bir plaket bir sertifika bir bilmem ne vererek hem uluslararası hem ülke dahilinde başarımı kanıtlayacağımı anlattı. Ulan mezun olduğun okulun diploması, hocalarından alacağın iyi bir referans bunu zaten kanıtlamaz mı? İlle kanıtlamak için bi 180 lira bayılmam mı gerek? O kadar yanlış bir şey ki bu kelimelerle tarif etmem mümkün değil. O kadar kötü hissettirdi ki, senin onca uğraşının bir diğerinin seni dolandırmak için bir kapı olması.

Lanet olsun hepinize.