dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
dizi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Mart 2015 Cuma

BBC Dizileri Vol.2

Death Comes To Pemberley
Türkçe'ye Aşk ve Gurur saçmalığı şeklinde çevrilen, yerlere göklere sığdıramadığım Pride and Prejudice adlı kitap/film/dizi sonrasında oluşturulmuş bir proje. Aynı adlı kitabından geliyor. Ve kim oynuyor dersiniz? Benim son zamanlardaki favorim Anna Maxwell Martin! Elizabeth Darcy olarak!!! Yerim onu ben. Resmen en iyi Elizabeth Bennet (Darcy) kim olmuş deseler bu kadını da düşünürüm birinciliğe. O derece. Hikaye de güzel aslında. Ben diziden pek umutlu değildim ama hikaye çok başarılı, oyuncuları görseniz zaten... Her şeyiyle mükemmel bir devam projesi. On numara beş yıldız.

Dizide ayrıca hoşuma giden bir konu da Lydia' nın Lady Catherine De Bourgh ile karşılaşması olmuş. Deli deliyi görünce değneğini saklar misali. Ayrıca Mrs. Young' ın olaylara bağlantısı da güzel olmuş tabii. Artık izledikçe siz, şeyedersiniz...


South Riding
Yine Anna Maxwell Martin, yine gönlümün sultanı. Kadının oyunculuğuna hayranım arkadaş! Bu dizide de döktürmüş yine kendisi. Ama dizi kısa kesilmiş sanki, hikayeler bir yere bağlanamadı pek. Ama yine de izlenir. İdealist müdür ufak kasaba hikayelerini seviyorsanız kaçırmayınız efenim.
Not: Walking Dead' deki The Governor da başrolde. Yine odun yine kabzımal.

Cranford
Bu diziyi ne kaa övdüler, ne kaa sevdiler İngilizler tarifi mümkün değil. Toplam 6 bölümden oluşuyor (her bir bölümü 50 dakika). Resmen dizide hiçbir şey olmuyor. Tek derdiniz Miss Maty' nin çay satabilmesi ya da çay partisine giyilecek elbisenin rengi oluyor. Kafayı silip süpürüyor. Ama izleniyor işte arkadaş. Adamların kurgu mükemmel. Son iki bölümde Tom Hiddlestone sürprizi var.

Little Dorrit
Bir başka Charles Dickens hikayesi. Yine alçak gönüllü bir kız, yine bu kızın hakkında döndürülen entrikalar. Hikayeyi okumamıştım ama dizide bazı eksiklikler, senaryo hataları olduğunu ben bile gördüm. Bir Bleak House değil, ama gideri var. Başarılı. Ama belirtmekte fayda var. Başroldeki kızdan zerre hazzetmedim. Mıymıntı. Ulan ne torpiller dönüyor be...

Sense and Sensibility (2008)
Filmi kadar olmasa da başarılı bulduğum bir yapım. Tabii o filmin mükemmelliğinden kaynaklanıyor. Gayet temiz, gayet güzel. Governor' ın yine başrolü çektiği bir dizi. Başroldeki kız -az birazdan bahsedeceğim filmde de oynuyor- cuk oturmuş Elinor rolüne. Tabii filmle kıyaslamayın dediğim gibi. Yalnız bu diziyi düşünürken "Acaba Persuasion" ın da dizisi var mıdır diye düşünmeden edemedim. Malum yirmi adet filmi var onun da. Belki dizisi de vardır. Bir bakmalı.

Şimdi de filme geçelim.

Summer in February

Tam üstteki dizide oynayan ekibi komple burada oynatmışlar. Art arda izleyince biraz değişik geldi tabii. Bir de eskiden ben Emily Browning kızını severdim ama sürekli bir şekilde mıymıntı yosmaları oynaması tabii bu durumu değiştirdi. Artık umrumda bile değil açıkçası. Filmi direkt olarak Dominic Cooper' ın şovu olarak izleyebilirsiniz. Ömer Hayyam ile alay eden bir götü canlandırıyor.


Siz söylemeden ben söyleyeyim. Bunun üçüncüsü de gelecek.

18 Mart 2015 Çarşamba

Kocamın Ailesi Felaketi

İşsizliğimden mütevellit yine televizyon başlarında harcamaktayım beyin hücrelerimi. O kadar acayip şeyler varmış ki bir yıldır uzak kaldığım. Ayak uydurmada zorlanmıyor değilim. Ama olsun, uğraşıyorum! 


Geçen size Karagül' ün ne kadar başarılı bir dizi olduğundan bahsetmiştim, hatırlarsanız. Tabii çoğunuz okumadınız bile (istatistikler yalan söylemez) ama olsun. İçimde kalmasın. Bu blogun amacı zaten içimde bir şeyin kalmaması. Bu sefer yazacağım yazı bir diziyi övmek için değil, yerden yere vurmak için. Bunu beklediğinizin farkındaydım!


Fox TV' nin başarısız yapımlar kuşağında Kocamın Ailesi diye bir diziye denk geldim birkaç hafta önce. Zaten internetten araştırdığınız zaman pek olaylı bir prodüksiyon olayı olduğu ortaya çıkıyor. Neyse işte.


Bir apartman dolusu vıcık vıcık bir aile. 40'lı yaşlarında ama hala annesinin koynunda yatan vasıfsız bir amca. Etrafında nefes alıp veren her şeye hakaret etmeyi kendine hak gören bir babaanne. Karanlık işler çeviren bir yenge. Bir iskele babası. Kıymet bilmez ve de evlatlarını harcamayı seven bir anne. Yetersiz bir abla. Tek ayak üstünde kırk yalan söyleyebilen iki adet genç kız. Ve 5 yaşında gördüğü her şeyi taklit eden şımarık ötesi bir kız çocuğu. 


Bu apartmanda yaşayan bazı diğer insanlar da var. Sürekli didiştikleri ve karşı komşuları olan bir kadın. Onun odun oğlu ve kabız arkadaşı. Üst katta yaşayan iki doktor. Birisi esas kız. Bütün aile bu vasıflı kızdan nefret ediyor. 

Ve bir de esas oğlan var. Demiş miydim o da vasıfsız diye. Kan çekmiş. Ecinniye benziyor bir de töbe bismillah...

Bu aile zamanında pazarda bir oğullarını kaybediyorlar. Ve apartmanda yaşayan bu esas oğlan, aslında bu ailenin evladı. Olay bu. Vıcık vıcık Türk hikayesi.

Esas kız, elemana ailesini bulmasında ve bir takım başka şeylerde yardımcı oluyor. Ama aile her dakika kıza laf sokuyor. Dizide tek düzgün insan olan o esas kız. Ve bütün aile apartmanı kızdan nefffffreet ediyor.


Hanımlar beyler, tarifi mümkün değil. Resmen itin götüne sokuyorlar bu kızı. Söylemedikleri laf kalmıyor. O kadar aşağılık şeyler ki. Yenilir yutulur şeyler değil. Bu kadar hakareti o tarz programlarında bile göremezsiniz. O derece.

Daha kötüsü, tüm bu hakaret ve aşağılamaların ardında çalan mutlu ailevi şarkılar (kanunlu klarnetli). Hani "bak nasıl da didişiyorlar, ay ne kadar sevimliler ahaha kıza orospu dedi yaa canım babaanne" gibi bir durum çıkıyor izlerken. Bunu normalmiş gibi nasıl gösteriyorlar anlayamıyorum. Bu vıcık vıcık her boka maydanoz olan aileyi nasıl sevdirmeye kalkıyorlar? Nasıl bu insanları her hafta millete yediriyorlar?


Sürekli yalan söyleyen, her işi yanına kalan kızları nasıl pazarlıyorlar? Babaya nasıl yalan söylenir 101 dersini nasıl veriyorlar? Komşuya her fırsatta nasıl hakaret edilir nasıl gösteriyorlar? Çocuk nasıl yetiştirilmezi millete nasıl satıyorlar? 

Uzun zamandır bu kadar iğrenç bir aile dizisi izlememiştim. Siz de izlemeyin.

P.S: Dizide esas kız değişikliğine gidildiğini biliyorum ve zerre ilgilenmiyorum.