27 Ocak 2012 Cuma

İstanbul'u Sevmemek

Neden bilmiyorum İstabul'a karşı aşırı bir nefret besliyorum. Bana ne yaptı İstanbul? Hiçbir şey... Gene de sevmiyorum, sevemiyorum, uyuz oluyorum, şehri yakmak istiyorum.

Böyle bi terslik var sanki İstanbul'da. Sanki insanları geceleri tek ayak üstünde duruyomuş gibi, sanki şehirdeki bakireleri tanrılara kurban veriyorlarmış gibi... Şehirdeki her şey kasıntılıktan ölüyor. Böyle filmlerde Chris Evans ile öldürülmüş süper kahramanlar gibi bi gereksizlik bi zorlama bi iğrençlik bi pompalamasyon... Ömrümde bu kadar yavşak insanı bir arada görmedim. Yok İstanbul'da deniz varmış, taşı toprağı altınmış yok bilmem ne.. Pardon ama bi sktirip gider misiniz lütfen? Git at o denizden kendini insanlığa bi hayrın dokunsun.

Hele bir de Ankara ile yapılan kıyaslamalar var ki adamı öldürür. Övüle övüle bitirilemez o İstanbul. Yok Ankara'da deniz bile yok, orada insanlar nasıl yaşıyor? Hava hep gri (halbuki yalan, kış aylarında hava gayet beyaz olabiliyor -!-) insanlar sıkıcı, orda hayat yok. Hasbam İstanbulda sanki gece hayatına akmaktan ölüyo, sanki milyon tane verilen konsere her gece gidiyo, her gece sinemada tiyatroda fink atıyo falan. Bir de Ankara'yı beğenenlerin küçük şehirlerden gelenler (satır arasında köylü kelimesini okudunuz biliyorum) olduğunu söyleyen İstanbul'lu (!)lar var. Siz sanki oraya Sivas'tan, ne bileyim Trabzon'dan falan gitmediniz sanki amk. 7 nesil İstanbul bebesi sanki. Kendini ne olarak görüyosa, kıronun önde gideni...

Türkiye'nin bir çok ilini görmüşlüğüm vardır ama hiçbirinde İstanbul'daki tipleri görmemişimdir. Böyle götü kalkıklık böyle yavşaklık yok yahu dünyanın hiçbir yerinde. Böyle İstanbul'da oturuyorum deyince bir insan direkt olarak kafamda canlanan bir tip var. Tüm ömrünü yolda geçiren, entel koftisi, böyle canı sıkılınca gidip Can Bonomo, Büyük Ev Ablukada falan dinleyen gereksiz bir tip (Eskişehirde öğrenci olanlar da Model dinler dikkatli bakarsanız). Bu kadar sevimsiz, bu kadar gereksiz bir insan daha hiç görmedim, göreceğimi de sanmıyorum.

Nefretim büyük.

15 Ocak 2012 Pazar

Fareli Köyün Usher'ı

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde çok uzaklarda bir köyde kendi halinde bir halk yaşarmış. Müzisyenlerle dolu bu halk bir gün boyband denen yaratıklarla karşılaşmışlar. Her yerde o kadar çok boyband varmış ki, halk artık bunlarla baş edemez olmuş. Her delikten yeni bir boyband çıkmaya başlamış. Her yerde bu boybandler kaslı kaslı vücutlarını parlatıp buğulu gözlerle aşk şarkıları söyleyerek insanları sürekli iğrendiriyorlarmış. Bir raddeye geldikten sonra halk gene bir müzisyen olan Usher'a Michael Jackson'ın pop tahtı karşılığında bu boybandlerden kurtulmasını istemiş. Usher da bu durumu seve seve kabul etmiş. Başlamış boybandlerden bile beter şarkılar yapmaya. O kadar kötüymüş ki şarkıları boybandler bile bu duruma katlanamaz hale gelmişler ve köyü terk etmeye karar vermişler.

Usher onları uzak bir daymenşına sürerken bu boybandlerden bir tanesinden Justin Timberlake diye bir gavat kulaklarını tıkayarak Usher'a meydan okurcasına köyde saklanmış. Usher uzaklaşana kadar bu ergenin farkına varmamış bile. Ama işini bitirip köye geri döndüğü zaman bir de ne görsün?!! Köy halkının kendisine söz verdiği tahtın yakınında başka bir adam duruyor! Üstelik muhtar Emtivi de onun sırtını sıvazlıyor.

-Dur orda soluk benizli!, demiş Usher.

Justin Timberlake onunla kavgaya girerek kaslı ergen vücudu ile buğulu bakışlarını Usher'ı yok etmek için kullanmış ama nafile! Kavgalarının devam ettiği bir sırada köy muhtarı Emtivi çıkıp demiş ki:

-Madem ikiniz de bu tahtı istiyorsunuz o zaman iyi olan kazansın.

Aslında muhtarın amacı tahtı kimseye vermeyip üstünden yıllarca rant sağlamakmış. Usher bu işte bir terslik olduğunu anlayıp bu durumu kabul etmemiş. Emtivi muhtar da Justin'e yıllar boyunca tahtın yeni varisi muamelesi çekip tüm halka ne büyük bir müzisyen diye yedirmiş.

Oysa Usher o arada gizli mağarasında çok ama çok gizli bir deneyle uğraşıyormuş. Amacı tüm köyden intikam almakmış. Gizli silahını tamamladıktan sonra tekrar halk arasına karışmaya karar vermiş. Yıllar sonra köy halkının karşısına çıkıp herkese dostça davranmış ve köy halkına ufak bir çocuğu tanıtmış. Bu çocuğun adı da Justin Bieber'mış. Oysa bu çocukta bir terslik varmış. Ağzını her açtığında köyün çocukları büyüleniyormuş ve hep onu takip ediyormuş. Bütün köy çocukları saçlarını onun gibi kestirmiş, bütün küçük kızlar dolaplarına onun resimlerini asmış. Netekim (!) en sonunda köyün bütün çocuklarının ağzına s*çılmış, hepsi birer gerizekalı olmuşlar ve ailelerini utandırmışlar.

Halk Usher'a gelip:

-Aman Usher yaman Usher nolur kurtar bizi bu hanzodan, demişler.

Ama Usher'ın cevabı hazırmış:

-Bana yıllar önce yaptığınız haksızlığın bedelini şimdi çocuklarınızla ödeyeceksiniz, demiş onlara intikam dolu bir sesle.

Ve Usher'ın köyden aldığı intikam bütün bir köyü yok etmiş. Usher da gitmiş oralardan.

.
..
....
Evet, canım sıkılıyor.