14 Nisan 2011 Perşembe

Bir Festival Günlüğü

Bir takım insanlar "festival ne yha" diye sinirimi oynatmakta. Onlar öyle hor görürken festivalleri, benim aklımda güzel anılar canlanmakta. Ben sana nasıl anlatsam ki festivali?

Bir kere bilet alma zamanı başlar heyecan. Kim geliyor, ne kadara geliyor? Para buldun, bulamadın. Kiminle gideceksin, nerede kalacaksın? Kombine mi, tek günlük mü? Kamp kurulacak mı? Of hele o kamp malzemelerin yok mu... İnsanı alır götürür. Bütün evin sırtındadır. Her şeyi akıl etmelisin. Uyku tulumu, mat, fener, daha neler neler... Gideceğin şehre taşırken tüm yükünü, aslında tüm yükü heves taşır.

Mekana varırsın, çadırını kurarsın. Etraftakilerle tanışırsın, en azından göz aşinalığın olur. Etrafa bakıp, çadırının yerini ezberlersin. Mutlaka kilit de götürmelisin, her türlü insan olabilir etrafta.

Sonra etrafı dolaşmaya başlarsın. Gruplar yavaştan çıkmaya başlamıştır, güneş tepede seni yakmaktadır. Ama sen mutlusundur, etrafta senin gibi mutlu bir sürü insan vardır. Eğer arkadaşlarınlaysan farklı eğlenirsin, sevgilinleysen daha bir farklı...

Bütün gün bir yudum serinlik için ölürsün. Ama o akşam üstleri yok mu, tam bir cennettir. Güneş etkisini yitirdiğinde, elinde biran, etrafta mutluluk ve eğlence, sahnede güzel bir grup harika şarkılarını çalarken yaşadığın haz unutulmazdır. Aldığın her nefesin hakkını verdiğin andır. Güneş battığında gidip yemeğini yersin, esas gruplar için beklersin. Ya sahne önündesindir, ya da arkalarda hiç fark etmez. O grup çıktığında bütün kalabalıkla bütünleşmiş, şarkılara bütün kalabalıkla katılırsın. Grup elemanının seni gördüğünü sanırsın. Her şey mükemmeldir o anda. Bütün gece bir dakikaymışçasına büyük bir haz içerisinde geçer. Sanki bitmesini hiç istemediğin bir rüya gibidir. Konser sona erdiğinde, pes etmezsin o kalabalıkla tekrar sahneye davet edersin grubu. Ve çıkarlar. Ve gene çıkarlar. Ve belki gene çıkarlar...

Gece yarısı yorgunluktan bitap, yazın şurup gibi havasında oturur dinlenirsin. Çadırına doğru yol alıp, belki de bütün bir yılın sıkıntılarını silmiş bir şekilde 1 dakika içerisinde uykuna dalarsın. Ertesi gün güneşin azizliğine uğrayarak erken kalkarsın. Ve gün tekrar eder. Ve bütün bir festival bittiğinde, ölümüne yorgun ama bir o kadar da mutlu ve huzurlu olursun. Güneş yanıkların ve bütün yükünle evine geri dönerken bu sefer de bütün yükü bu mutluluk çeker.

Ve bu memnuniyet seni bir sene sonraki festivale kadar idare eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder