En sevdiğim dialog kraliçe ile oğullarından biri arasında geçen dialog idi. Hatta şöyle özetleyeyim: "I know. You know I know. I know you know I know. We know Henry knows, and Henry knows we know it. We're a knowledgeable family."
En sevdiğim karakter kraliçeydi tabii ki de. Glenn Close dehşet ötesi bir kraliçe olmuş.
En sevdiğim sahne de yine kraliçenin en sonunda tek başına nasıl kalakaldığını gösteren sahne. O da budur:
Güzellik işini iyi yapan ve onu bilen, kendinden emin, güçlü kadının yüzündedir bana göre. Glenn Close da gördüğüm en güzel kadınlardan birisi bu yüzden.
Ayrıca Jonathan Rhys Meyers de bu filmden sonra sanırım Tudors için düşünülmüş.
Şimdi baktım saate zaten günün bitmesine çok kalmamış. O yüzden haftasonunu bir arada çıkarmaya karar verdim. Hatta hep böyle olsun. Meşgul olmama fırsat kalsın. Haftasonlarını bir arada çıkarayım bundan sonra.
Pazarın filmi Lawless idi. Daha ilk sahnelerinde "ulan ben bu filmi neden seçmişim, neden çelınca koymuşum acaba" diye bir düşündüm. Aklıma bir cevap gelmedi. Muhtemelen Mia ablamız içindir.
Ne yazık ki ben bu filmleri pek sevmediğimden daha ilk sahnelerinde uyuklamaya başladım. O yüzden ne favori karakter, ne sahne ne de dialog yok. Uyudum resmen. Sonra da kapattım.
Gary Oldman'ın başlardaki karizması iyiydi ama. İleride ne oldu bilemem ama onu sayabilirsiniz.
Bugünlük de böyle olsun kardeş, demek aklımda farklı bir film kalmış bunu koyarken. Bırak böyle köylü filmi olmasını, "yeni kötü adam bulduk (Hardy) koyak filme yardırak" diye çekilmiş gelmesi yüzünden sıkıldım sanırım. Kendisi belki kötü rolde değildi ama suratına kazımışlar adamın "kötü adamsın sen kötü kal".. Meh. Sonra da niye uyuyorsun. Aha işte buyur.
Ayy çok kabayım aha maha.. Cık cık.
Ayrıca neyse ki salı ve çarşamba günü komedi filmi izleyebileceğim, sonunda.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder