18 Nisan 2013 Perşembe

Film Çelıncı 18. Gün

Normalde bugünün filmi olarak This is 40'yi belirlemiştim. Ama farkında olmadan izlemiş bulundum o filmi çok öncesinde. Kısaca bahsetmek gerekirse, o kadar gereksiz bir film düşünün ki, bir başka gereksiz filmin daha da gereksiz karakterlerine oturup yeniden film yapmışlar. Daha da gereksiz karakterlerle desteklemişler üstelik. Bir de nahlet, o kadar uzun sürüyor ki tarifi mümkün değil o sıkıntının. Yani Fatmagül'ün yengesine film çekselermiş aynı derecede gereksiz olurmuş. Paul Rudd'da da tam bir Rahmi tipi var.

Kesinlikle izlemeyin derim o filmi.

Onun yerine bugün çok daha merak ettiğim Dredd'i izledim. Sıradan bir aksiyon filmi. Ama şu gahrolasıca dünyada Karl Urban karizması diye bir şey var. Doğruya doğru, "ortam yıkılacak erzini belleyeceğiz beyler" filmlerinin çözüm ortağı Karl Urban. Hatırlarsanız fantastik film adamları diye bir liste yapmıştım zamanında, o listede de bir numaraydı kendisi.

Lena Headey'in (geymoftronsdaki cofrinin anası) hakkını vermek gerek. Filmin en iyi sahnesi olarak düşündüğüm tüm sahneler kendisinindi.

Filmde tek sevmediğim nokta Rookie'nin Dredd'e adeta babasının oğluymuş gibi tripler atmasıydı.

En sevdiğim karakter..... bil bakalım kim. sen söyle.. bak küserim...

En sevdiğim dialog Rookie ile Dredd arasında geçen "Yanlış cevap mı verdim" "Bilmem medyum olan sensin" şeklindeki dialog idi.

En sevdiğim sahneler arasında filmin genelinde bulunan slow motion sahneler var, hele ki filmin sonuna doğru Lena ablanın düşüşünün oldukça güzel olduğunu belirtmeliyim. Ama şu sahne de güzeldi.


Hadi şunu da koyayım kalbi kırılmasın.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder