Bu film ilk çıktığı zaman aman nereden bulsam da edinsem (!) diye kendimi yırtmıştım. O zamandan beridir izleyeceğim filmler arasındaydı. Bir türlü elim gitmedi ne bileyim.
Adamlar resmen "Dur! Biz bu insanlara nasıl piçlik ederiz?" diye düşünmüşler ve tüm Hollywood kötü adamlarını toplayıp (kötü olmayanı da kötü rolde oynatıp) iki saatlik bir işkence yapmışlar. Film güzel, konusu güzel. Ama çok sıkıcı hacı öyle böyle değil. Eğer bu filmden sonra ortadan ikiye sıkıntıdan ötürü çatlamadıysan sorun yok.
Takdir ettiğim bir nokta İstanbul sahnelerinde bir tane bile kara çarşaflı görmemem. Ya hakkaten yoktu ya da ben görmedim bilemeyeceğim.
Fark ettiğim öteki şey de bu ingilizlerin 30'undan sonra ses açısından birbirine benzemesi. Gözünü kapatsan kim konuşuyor anlayamazsın. Bir de allasen o nasıl saç o nasıl tip allam hepsi mala dönmemişse söyleyin.
En sevdiğim karakter: Peter Guillam (Cumberbatch) idi.
En sevdiğim dialog Ricki Tarr (Hardy) ve Hasan arasında geçen "Hasan telefonu kullanabilir miyim" "Tabi hemen orda" şeklinde tamamı Türkçe geçen dialogdu. Ezik gibi Türkçe konuşan artist görünce aynen böyle heyecanlanıyorum, evet.
En sevdiğim sahne: Aslında kafasına kurşun yiyen herkesin sahnesi ayrı bir güzeldi ama bunu koyayım dedim.
Gif yapabilme yetim olaydı iyiydi.. Hayal gücünüze bırakıyorum adfkgdfg.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder