3 Nisan 2013 Çarşamba

Film Çelıncı 3. Gün


The Big Sleep'in Ahmet Ümit editörlüğünde güzel bir baskısını almıştım aylar öncesinde. Genelde bu tarz kitapları pek okumam, sıkılırım. Ama bu kitap ve devamında gelen kitaplar dehşet sardı beni. Muhtemelen Raymond Chandler'ın güzel karakter yaratmış olmasından.

Film çok kötüydü kardeş. O yüzden lafı bu kadar dolandırdım. Nerdeee benim hayranı olduğum Philip Marlowe nerde tıfıl, çemçük  Humphrey Bogart. Yoo beybi olmamış. Eski filmleri neden sevmediğimi hatırlattı adeta.

Adeta kelimesini de cümlede kullanmış bulunmaktayım.

Kitapları çok güzel ama okuyun derim. Film için hikayeyi bozmuşlar ille de romans olsun demişler. Oysa o kadar ters ki Philip Marlowe'a. 5 kitaptan sadece birinde birine karşı bir şeyler hissetmişti o da çok sürmemişti.

Otu boku tekrar tekrar çeken Hollywood esas bunu tekrar çekmeli. Bütün hikayeler için bir film yapmalı. Adam gibi karakterin hakkını vermeli.

En sevdiğim karakter Lauren Bacall'ın hakkını verdiğini düşündüğüm Vivian.

En sevdiğim sahne ve dialog (hayret ikisi de aynı anda geçiyor!) Marlowe ile evin uşağı arasında geçen "Yanlış duymuşsun bayan Vivian benimle görüşmek istememiş." (oysa istemişti sonradan kavga edince senle konuşmak istemiyorum diye odasından kovmuştu Viv) "Özür dilerim zaten hep böyle hatalar yaparım" diye uşağın imalı sözleriydi.

Filmin alayı imalı laf sokmalardan oluşuyor ama o laf daha bir hoş. İzlerseniz eğer tahminimce siz de beğenirsiniz.



Dipnot: Altyazı bulmakta zorlanabilirsiniz. Eski filmlerin genel sorunu bu dostum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder