17 Ekim 2013 Perşembe

Bayram Haftası Film Çelıncı 6. Gün

Bayram dediğin bu kadar uzun sürmemeli bence. Bitmiyor hacı, inatla bitmiyor.

En fazla iki gün sürmeli.

6. Günün filmi Stuart: A Life Backwards, televizyon için çekilmiş bir film olup, evsiz bir adamın gerçek hikayesine dayanmaktadır. Böyle başlayınca sıkıldın değil mi? Bir de filmi bekle. Daha çok sıkılacaksın. Kitabı harika olabilir, belki film de o kadar fena değildir ama sıkıcıydı be kardeş. Valla. İlle de izleyecem diyorsan izle. Zira son yılların en "overrated" herifi oynamakta filmde. Benedict Cucumber. Ya da öyle bir şeydi. "Hep aynı herifi oynayan İngiliz aktörler" diye bir liste yapsam (ki yapabilirim, mantıklı, evet evet bir düşüneyim) bu adam ilk sırayı alırdı.

Bundan yıllar önce Cate Blanchett her filmde her rolü oynama gibi bir iddiaya girmişti ya kendisiyle. Her delikten çıkacaktı ille de. 2010'dan sonra yerini bu kükambıra bıraktı. Her yerden bu adam çıkıyor. Her delikten.

Ve hiç hoş değil bu. Hadi gene Cate hayvan gibi bir aktris. Ama bu? Bir filmde kendisi oynadığı için o film tutsa, derim ki "helal olsun adama, uğraşıyor, bir şeyler beceriyor". Bu adam öyle değil. Kendisinin o filmde var olmaması bir şeyleri değiştirmeyecek, o film zaten onsuz da yeterince tutacakken - kısacası cepteki filmlerde oynayarak - ille de olaya dahil olup antipati kazanıyor. Kimse de demesin ne harika bir oyuncu diye. O adamın Sherlock' tan başka bir numarası yok. Anasının karnından 40 yaşında doğmuş ucube suratı, ortalama aksanı ve sesi ile hiçbir numarası yok. 

Filmin tek kayda değer yanı olan "genel olarak gereksiz adam" Tom Hardy de bu filmde gereksiz gereksiz durmakta. Her ne kadar classmate'lerinin arasında bir numara bir oyuncu olsa da yine bir antipatisi var. Bu adamın gereksizliği, her filmde aynı olan "tüm dağları ben yarattım, elmacık kemiklerim de dahil, kafanı giyotine verdirtmeden git çayımı getir, sonra çekilebilirsin"  içerikli 4 numaralı bakışı... Bilmiyorum gözünüzün önünde bir şeyler canlandı mı?

Tekrar belirteyim, lafım oyunculuğuna değil, genel duruşuna. İster istemez her filminde bu ifadeyi taşıyor. Ama yiğidi öldür hakkını ver, adam bu filmde iyi çıktı Rıza Baba.

Hikaye iyi, ama oturup filmi izlemek sıkıcı gelebilir. Kitabını alın okuyun, daha mantıklı.

Stuart'ın çamaşır makinelerine kafayı takması ve son sahnelerde söylediği şu söz epey iyiydi: İçime şeytanın girmesine izin verdim, daha sonra da çıkaramadım. Kestim, yaktım ama çıkmadı. Umursamadı. Niye umursasın ki zaten? Şeytan evsiz kalmak istemiyor.

Filmden görüntü almadım. Bu kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder