Filmi neden merakla beklediğimi hatırlamıyorum ama. Beynime oyun oynamış olsalar gerek. Zira ne kovboy severim, ne kızıl derili, ne tren, ne toz, ne çöl ne de haydut... Hiç benlik değil bu filmler. Komikli şakalı sahneleri haricinde çok sıkıldım. Eğer siz de komikli şakalı kovboy filmi sevmez iseniz es geçebilirsiniz.
Filmin çok sevmediğim yanı var ama sevmememdeki esas sebep Rebecca karakterinin çemçük ağzı idi. Her an içinden alyen çıkabilecek gibi, farklı yerlere oynayan kaslara sahip iğrenç ötesi dudaklara sahip bir karı tarafından, aynı iğrençlikte bir karakter olmuş.
Ama ne yalan söyleyeyim, at harikaydı. Favorimdi.
Resim 1.1 ve 1.2: The At
Ayrıca Conidepin manyaklıkları da tabi filmi izlettirir, bir yere kadar.
Resim 1.3 ve 1.4: Conidep ve guşu
En sevdiğim sahnesi atlı sahneler idi.
En sevdiğim diyalog da Tonto ve John Reid arasındaki son diyalog idi. Deneme amaçlı videosunu koyuyorum, olmaz ise ertesi gün düzeltirim.
İkinci günün filmi Monsters University. Bütün film boyunca "Biz de okuduk..." demezseniz sizi tanımıyorum demektir. Canavarların bile üniversitesi bizimkilerin toplamı x 233456 idi. Eğlenceli güzel bir film işte o kadar.
Ama bazı canavarlar daha bi güzeldi sanki.
Ama bazı canavarlar daha bi güzeldi sanki.
Resim 2.1 ve 2.2: Şirinlik müessesesi.
"İşinde başarılı olmak istiyorsan okulundan atılacaksın" mottolu amerikan filmlerinin bir yenisi. Hala anlamam neden böyledir...
En sevdiğim karakter sınava girmeden bardaklar dolusu kahve içen öğrenciydi.
En sevdiğim söz de Sully' nin korkutucu suratları çalışırken Mike'ın dediği "o surat, şu surat, yeni uyanmış suratı" lafıydı. Espirili şakalı...
İki günün filmi de fena değildi. İzleyebilirsiniz, izin veriyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder