15 Kasım 2014 Cumartesi

Romantik Komedi Telaşı


Bazen insan izleyecek no brainer filmler arıyor. Bazı filmler var ki tek varlığı insanları uyutmak. Hiçbir anlamı olmayan, hiçbir yere varamayan meselelerden insanları vurmaya çalışan acayip yatırımlar bunlar. Geçen gün birini daha izledim. Bu filmlerin en kötü tarafı, bir şekilde merak uyandırmaları. Dünyanın muhtemelen en gereksiz filmleri, farkındayım. İzlemeden duramıyor insan, çekirdek çitler gibi.

Bir de hep aynı adamlar oynuyor bu filmlerde. Ya da birbirine çok benzeyen tipten adamlar. Kızlar hep bol pastel renkli etekler giyiyor. Erkeklerin saçları hep yapılı falan.


Bu filmlerde esas dikkatimi çeken manyaklık, bu filmdeki elemanların sürekli bir yerlere koşturmaları. Yok böyle bir şey arkadaş. Sürekli bir aktivite, sürekli bir hareket. Bir kahve alıyorlar, bir sanat galerisine gidiyorlar, bir parkta yürüyorlar, bir diner' da yemek siparişi veriyorlar, bir yüncüde, bir kürkçüde, bir alışverişte, bir kitapçıda, bir biblocuda, bir küçükler ligi beyzbol maçında, o olmadı bir kızlar futbol takımı antremanında, ya da güreşen çocuklar eşliğinde, bir bando, bir koro, bir dans sınıfı, bir sinema, mutlaka sinema ama, bir müzede, bir barda, birinin evinde partide, yabancı birinin havuzunda, bir düğünde, bir sahilde, bir dağ kulübesinde, birkaç hava alanında offf uzaaaaaaaar gider bu liste.


Mesele şu olsa gerek. "Filmde bir bok yok, bari ortam değişelim sürekli bir şey sansın insanlar." Başka açıklaması olamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder