27 Temmuz 2014 Pazar

Bayram Haftası Film Maratonu 2. Gün

Bayramınız kutlu olsun!!! Bir gün geriden geldiğim için henüz bayram değil bana. Zaten kiminle kutlayacağım allasen, Brezilyalılarla mı Tayvanlılarla mı? Çok yalnızım be okuyucu... İşin tek iyi tarafı: En azından oturup film izlemeye (ve diğer bir çok işi yapmama) fırsat kalıyor. Bazen gezmenin tozmanın da bokunu çıkarabiliyorum, onu fark ettim. Ama genelde sakin bir insanım, bilirsin.

İzlediğim ilk film The Devil's Violinist idi. Niccolo Paganini' yi anlatıyordu film. Ama o kadar da güzel bir film değildi. Oyuncular kötüydü, kurgu kötüydü. Oyuncular kötüydü derken başroldeki adamı bu listeye katmıyorum. Zaten adam oyuncu değil. O yüzden feci sırıtmış da kendisi her ne kadar virtüöz olsa da... Güzel olan tek şey müzikti, zaten müziğe dayamışlar resmen bütün filmi. Bir rivayete göre Paganini ruhunu şeytana satmış. Onu anlatmışlar filmde. Adamın ruhunu şeytana sattığını düşündükleri için aforoz etmişler amk. Böyle kıskançlık böyle fitnecilik olamaz. Genel olarak film, eh meh sınıfını geçemedi ama.

Not: Paganini' yi oynayan herif, Stradivarius' unu kırmış lan yanlışlıkla. Köpek! İt! İçim acıdı lan okurken haberleri... Ayrıca cover'ları ile meşhurmuş. Youtube' dan aratın bir David Garrett adını.

İkinci filmim The King of Comedy idi.Robert De Niro ile Scorsese' nin bu filmini izlememiştim. Kendime kızardım bunca zaman izlemedim diye. Şimdi de izlemediğim için kendime kızmama kızıyorum. Çünkü beğenmedim. Robert De Niro harikaydı, şovu da bir numaraydı. Ama genel olarak filmi beğenmedim. Robert De Niro'nun yaptığı her işi beğenmeye başladım son zamanlarda neden bilmem. Başka bir gözle görmeye mi başladım acaba nedir? Kaç yıllık filmler, kaç sefer izlemişimdir ama önceden bu kadar dikkatimi çekmezdi. Neyse... Bahsettiğim stand up kısmını izlemek isterseniz diye şu aşağı bırakıyorum:


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder