Kusura bakmayınız kuzum, dün bütün günümü başımı kaldırmadan çeviriye verdiğim için, e çevirinin de resmini koyamayacağım için (ayrıntılı bilgi için bkz: Eben Tercüme Hizmetleri SSS Rehberi) bugüne kaydı bütün işlerim. Biraz uyudum, alışverişe gittim, bir takım çanak çömlek, bulaşık bezi falan almaya. Geldim, odamı temizledim, çamaşır yıkadım ve okula gittim.
Bilmiyorum bu anlattıklarım hanginizin yaptığından farklı ama siz istiyorsunuz ne yapıyorum ne ediyorum anlatmamı...
Şimdi sorarsınız bu kilitlerin resmini niye çektin diye. Anlatayım efem. Sene 2006. Ben Ankara' ya yeni gelmişim, annem beni yerleştirip gidicek. Yurt dolabına kilit almamız lazım. Ama biz ona Malatya' da köcek diyoruz. Bilmiyorum, kilit diyen Malatyalı vardır tabii de, biz öyle demiyoruz yani. Neyse işte bütün Kızılay'ı dolandık köcek de köcek diye. Millet mal mal suratımıza bakıyor tabii. Neyse sonunda hallettim kilit işini ben kendi başıma. Buraya gelmeden önce annem ne olur ne olmaz diye çantama iki tane koymuştu. Anne bak ne buldum diye çektim işte resmini! Görsün kadın anam, rahatlasın. Şaka maka baya süslüymüş bunlar da he.
San'atsal çalışmam "Mavi Püller". Ne kaa mavi. Biraz uyku sıkıntım var bu aralar. Bunları da markette görmüştüm önceden. Deneme amaçlı ufak bir kutu aldım.
Okulun içinden düz bir yol. Giderken çektim. Ama daha sonra çok güzel resimlerini çekeceğim okulun. Gerçi geçen gün Kızılderilileri izlemeye gittiğimizde çekmiştim, ama benim Polaroid makinamla. Ya da Anja' nın telefonuyla. O yüzdendir ki siz göremezsiniz!!!
Monster' daki Şarliz ablaya benzeyen hocam. Dünya tatlısı bir insan. Gizli çekmeyeydim iyiydi. (Not: O masanın üstündekiler çikolata. Şu filmlerde şeker toplamaya giden çocuklara verilen cinsten çikolatalar. Ufak paketler halinde. Hoca bize iyi bakıyor her hafta.)
Tam çıktım eve dönüyorum, bir de ne göreyim, uzaktan Royce Hall' u bir ışıklandırmışlar ki sormayın gitsin Ama öyle böyle değil. Telefondan çekince bir şeye benzemedi. Zaten bu binayı bir kere bile düzgün çekemedim. Çekebildiğim gün, olmuştur...
Bu da eskiden kaldığım Sorority evi. Okula o kadar yakındı ki, derse gitmek için hocanın lafa başlamasını bekliyordum. Sonra hop oradaydım. Hava serin olunca "Niye bu evden çıktım, şimdi aşağı kim yürüyecek" diye delleniyorum bir. Daha sonra markete gidiyorum, elim kolum dolu, "İyi ki çıkmışım o evden, yukarı kim taşıyacak poşetleri" diye halime şükrediyorum.
Şimdi gidip biraz dinleneyim. Ödevlerime bakayım. Bir takım hesaplarım var onları yapayım. Sürprize çok az kaldı, açıklayacağım. Ama önce her şey bir kesinleşsin. Hevesim kursağımda kalmasın sonra. Çüüz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder