3 Eylül 2013 Salı

Yaşandı

Bitti saygısızca diye devam edecektim ama saygıyla devam ettiği için başlık yarım kaldı.

Efenim, aylardır motor ehliyeti almak için uğraşıyordum. Haziranın sonunda girdiğim yazılı sınav, şansıma, değişen sistemden önceki son sınav imiş. Bundan sonra yazılı sınav yokmuş da sürmeye daha dikkat edeceklermiş. Yarım saat sürülecekmiş bundan sonra. Temmuz sonunda kursun eksik belge getirmesinden giremediğimiz sınava bugün on kişi gittik.

Bisiklete binmeyi temmuz sonunda öğrendim. Ondan önce süremezdim. Kurs hocası da iki kere pazar yerinde motora bindirdi bir saat olarak. Tek çalışmışlığım budur. Slalom falan hak getire.

Neyse, geldik işte sınav yerine. Etlik böyle vahşet görmedi. 234867456 kere düştüm. Sabah saat 8.30'dan saat 14.00'a kadar. Morluklar, çizikler gırla. Ama inadım inat, düştükçe hırslandım. Dönerken devriliyorum, yok böyle rezillik. Pazar yerinde bile dönerken düşmemiştim.

Sınav hocaları babacan insanlar. Dediler ki, düşme, geçiririz. Sınava girenler 5 yıllık kuryeler. Hayvan gibi kullanıyorlar, o konuya sonra döneceğim.

Sınav vakti geldi, ÖSS'de bile o kadar gerilmemiştim. ÖSS'ye hazırlanmıştım çünkü.  Neyse, saatlerce kahrımı çeken, her düşmemde motoru kaldıran, şöyle yap böyle yap diye kurs hocasından daha yardımcı olan kurye arkadaşların gösterdiğinden başka bir şey bilmiyorum. Başladım gitmeye. Allahtan orda sorun yok. Dümdüz gidiyorum, yolun sonuna yaklaşıyorum, dönem gerek. "Allah iman verdi", döndüm. Bi an düşecek gibi olsam da ayağımı yere bile koymadan döndüm ve geri gelip DÜŞMEDEN durdum. Kimse inanamadı ben dahil.

Ve aldım ehliyeti. Sırf hocalar azmime hayran kaldıkları için. Düşüp düşüp hiçbir şey olmamış gibi kalkıp devam ettiğim için.

Ama azarı da yedim. Öyle böyle değil. Bu iş şakaya gelmezden tut, adam gibi birinden git ders al, sakın bu halle trafiğe çıkmadan tut, içim el vermiyor geçirmeyelere kadar bir ton laf. Hak ettim, ne diyebilirim. Kendime olan aşırı ötesi güvenimle en az 6 ay çalışma gerektirebilecek (bisiklet dahil) 3 ay içinde sadece 3 saat çalışarak yapacağını sanmak saf gerizekalılıktan başka bir şey değil.

Dönüşte kurye arkadaşlar sağolsunlar son bir iyilik edip, insanların bulunduğu bir yerde bulunan bir otobüs durağına bıraktılar. Manyak insanlar, takmışlar teybi, son ses (motorda (öyle bir şeyin imkanı olduğunu bile bilmiyordum), ellerinde telefon yola bile bakmıyorlar.

Bir gün adam gibi kullanabileceğim ama yakın gelecekte değil. Zira ciddi anlamda dersimi aldım. Hazırlıksız ucuzcu kurs hocalarıyla bu iş olmaz. Adam gibi yol gösterecek birileri lazım. Ayrıca dinlenip kendime gelmem de zaman alır. Cesaretimi tekrar toplamak da öyle. Ama öyle ya da böyle, Etlik macerası bitti. Hocalara bin minnet, bol bol saygı, bitti.

Motor merakı nereden geliyor diyenler aşağıdaki videoyu izleyebilirler. Hele ki ablayı... Dua edin, duvarlara bateri muamelesi çeken matriks karakterine özenmemişim o vakitler.



Sıanva gireceklere notlar:


  1. Yarım saat süreceksiniz, milyon tane yenilik getirmiş imam hatiplilier.
  2. Yanınıza su alın, adam gibi ceket alın, artizlik etmeyin.
  3. (Özellikle kızlar için) Angut gibi adam kaynıyo oralar, "niye almak istedin" diyenlerden tut "beceremiyon evine git ölmeden" diyenlere... Kulağını tıka, sınavına gir ve git.
  4. Çalışın, çalışın, çalışın. Çok iyi bilseniz de çalışın. Ve kimseye ama kimseye artizlik yapmayın bu benim ilk binişim, ikinci binişim diye. Oradaki kimse bu laflara inanacak kadar gerizekalı veya deneyimsiz değil. Kaldı ki doğa ananın bir ucubesi olarak hiç düşmeden bindin, gene de daly*raklık yapıp da insanların sinirlerini zıplatma. Senin için kolay olabilir ama karşıdaki o sırada hayatının sınavını veriyor olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder