9 Eylül 2013 Pazartesi

Pride & Prejudice Farkı

Helöv. Size bu yazıyı yazmak konusunda neredeyse bir yıldır düşünüyordum. Aklımda daha farklı bir şey vardı. Pride and Prejudice kitabını okuyacaktım, sonra dizi ve filmi kitapla kıyaslayacaktım. Hatta şimdiye kadar çekilmiş tüm filmleri kıyaslayacaktım. Ama baktım zombilisi bile var amk. O yüzden biraz kendimce sınırlama getirdim. Gerizekalı gibi hala kitabı alıp da okuyamadığımdan (güya bir de ingilizcesini alacaktım pehey..) elimde sadece Keira Knightley'nin oynadığı film ile COLIN FIRTH ile Jennifer Ehle'nin oynadığı mini dizi var. Ayrım yapmak istemem, ikisinin de çok güzel yanları var. Yani sırf mini dizide COLIN FIRTH var diye taraf seçmeyin diyerek yazıya geçiyorum.

İlk başta "imdb hede hödö" diyen uyanıklara filmin 7.7 aldığını ama dizinin direkt 9 aldığını hatırlatmak gerek.

Filmi çok sevenler diziyi izledikten sonra ne kadar yavan geldiğini anlamış olmalı. Karakterler kıt, muhabbetler kıt, nezaket kıt. Bambaşka bir hikayeye dönüşmüş adeta.

Hikaye şöyle: Mr. Bingley adında genç ve zengin bir adam bir kasabaya yerleşir. Kasabanın sosyetesinden olup, büyük iki kızı hariç yer yer görgüsüz yer yer süzme salak toplam beş kıza sahip Bennet ailesi de bu adamla, İKİ kız kardeşiyle ve arkadaşı Mr. Darcy ile tanış olurlar. Bennet'lerin büyük kızı Jane bu Bingley ile pek haşır neşir olurken ikinci ve sonuncu akıllı Bennet ailesi üyesi Elizabet Darcy ile pek gergin muhabbetlere girerler. Ama esas karakterler bunlardır, Jane ve Bingley değil. Arada bir de kötü adam Wickham var, bütün aileleri bir arada toplayabilen...
Darcy ilk katıldıkları baloda Elizabeth ile dans etmez bir de aşağılar.  Elizabeth de bunu kitabın, filmin, dizinin sonlarına kadar hatırlar.

Allasen söyle, Keira Knightley mi Jennifer Ehle mi daha şirin? Meme or no meme.

Derler ki kitap bir aşk hikayesi anlatmaz, daha farklı bir konuya değinir. Kitabın adında bile aşk yok. Ama filmde her şeyi (ismini bile) yavanlaştırdıkları için bize öyle gelir.

Filmde beğenmediğim şey Keira Knightley ve senaryonun cırtlığı. Herkes birbirine car car konuşuyor, herkes her şeyi dangır dungur ifade ediyor falan. Dizide öyle değil. İnsan küfrederken bile nazik olur mu ya? Her şeyde bir nezaket var. Sadece Darcy'nin evlilik teklifi çok ağır bir dil içeriyor. Filmde öyle değil.

Aradaki diğer farklar şöyle:

  • Dizide Bingley'nin İKİ kız kardeşi var. Üstelik, tamam biraz burunları havada olsa da iyi niyetli olabiliyorlar. Elizabeth'i Wickham hakkında uyarıyorlar. Darcy ile kavga edecek gibiyken araya girip ortamı yumuşatıyorlar, Bennet ailesi sıra sıra kendilerini rezil ederken araya girip durumu kotarıyorlar. O kadar fena fellah insanlar değiller. Ama filmde TEK bir kız kardeş, domuz gibi surat asmaktan başka hiçbir vasfa sahip değil. Filmdeki karakter çok yavan.
  • Dizide Bennet ailesinin ufak kızlarının terbiyesizlikleri, görgüsüzlükleri daha önde. Babalarının onlara nasıl kızdığı falan çok dikkat çeken şeyler. Filmdeki Mr. Bennet odasında çiçek sulamaktadır. Adeta kendisi bir saksı.
  • Filmdeki Elizabeth çok hırt bir karakter. Herkese her şeye laf yetiştiriyor, bir burnu havadalık öyle böyle değil. Ama dizideki Elizabeth şirin, sakin, akıllı bir insan. Eleştirdiği kişileri bile hötür hötür bağırmadan surat murat asmadan eleştiriyor. Efendi, nazik.
  • Filmde Lucas ailesi çok hafif kalmış. Charlotte Lucas çirkin ötesi, evde kalmış kız kurusu. Dizide öyle değil. Dizide sadece romantik olmayan, her erkeğe aynı gözle bakan (para), kendi çapında mantıklı bir kız. Bir de kardeşi var dizide, Maria. Şirinlik abidesi şapşal şey. Filmde onun olmaması saçma. Babası da yok filmde. Oysa filmdeki gibi Elizabeth tek başına gidip ziyaret emiyor arkadaşını. Öyle tek başına kızlar gezemiyorlar. Bir aile büyüğü ya da ailenin erkek hizmetçisi olmalı yanında.
  • Filmin az sayıdaki artılarından birisi Judy Dench. Catherine de Bourgh'ü oynuyor. Burnu havalarda görgüsüz leydi imajını dizideki kadından daha iyi çiziyor - tabii ki de.
  • Filmin diğer iki artısı Rosamund Pike ve Carey Mulligan. Rosamund Pike'ın oynadığı her şeyi izlerim.
  • Gardiner ailesi -kızların dayıları- çok es geçilmiş filmde. Oysa o yenge yok mu o yenge. Bütün aileyi resmen çekip çeviren kişi o yenge dizide. Wickham hadisesini çözen ailedir Gardinerlar.
  • Filmde kimse seviyeli değil. Hiçbir şekilde. Dizide seviyeli olmayan tek kişi Lydia Bennet.
  • Anne faktörünün hem dizide hem filmde babadan daha ağır bastığı gerçek. Ama filmdeki anne çocuklarının geleceğini düşünen endişeli ve bu boyutta her şeyi yapabilecek olan bir anne modeli çizmekteyken dizideki anne tam bir hülooğ!
  • Dizinin zamanında bu kadar sevilmesinin bir sebebi Colin Firth'ün gölden ıslak ıslak çıkışıdır. Filmde yok öyle bir şey. Onun yerine yönetmen yağmur altında aşk-ı ilan uygun görmüş, bok etmiş.
  • Dizideki Mr. Collins daha rezil bir şey.
Şu anda aklıma gelen farklar bunlar. Mini dizi kesinlikle izlenilesi bir şey. Ayrıca Becoming Jane diye bir film var, bu kitabı yazan kadının hayatını anlatan (James McAvoy var vuhuu) onu da izleyin. Hemen filmden sonra izleyebilirsiniz. Pek güzel o film de. Ayrıca bir dizi daha var Lost in Austen diye. Dizide şu meşhur 42 beden götlü, hormonlu İngiliz gülü tipli birisi, bu kitapla yatıp kalkmakta. Birden kendini onların dünyasında buluyor bu kız. Ve her şeyi mahvediyor. Kitabı boka döndürüyor. Çok boş vaktiniz oldu izleyecek bir şey yoksa bi düşünebilirsiniz. Jane Austen'in diğer kitaplarının uyarlamalarını izleyecekseniz Sense & Sensibility'den başlayabilirsiniz. Zira o filmde de küfür gibi aktörler var Alan Rickman, Emma Thompson, Kate Winslet, Hugh Laurie gibi..

Eğer bahsetmeyi unuttuğum bir şey gelirse aklıma cidden üzülürüm. İyi seyirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder